Limasol Türk Kooperatif Bankası Genel Müdür Yardımcısı Müzeyyen Öztürker Röportaj

Bize kısaca kendinizden ve kariyer hayatınızdan bahsedebilir misiniz?

Ailemin bana verdiği rol, akademik eğitimim, mesleğim, kitaplar, seyahatlerim  kendi potansiyelimi  ve içsel gücümü fark etmemi sağladı. Kök fikirler ve zihnin çalışma biçimi değiştikçe güzergahın değiştiğini  ve ezberlerin bozulduğunu, dönüşüm ve değişimin  de bu sayede gerçekleştiğini bana tecrübelerim öğretti.

Richard Bandler der ki ‘‘Hayatta asıl farkı yaratan sizin ne kaynağa sahip olduğunuz değil; kaynaklarınızı kullanabilme becerisine sahip olmanızdır.’’ Kaynak sizin içinizde; insan sevginizde, biz bilincinizde, var oluş nedeninizde, hayallerinizde, gelişim çabanızda.

Leonardo Da Vinci gibi düşünmek! Vinci düşünce şablonlarında varyasyon oluşturmak için rastlantısal olayları sunmanın önemini ilk yazan kişiydi. Yaşadığınız güçlükle kavramsal olarak birleştirebileceğiniz sıradan konular bulursanız harika fikirler için ilham alacağınızı söyler.

Yenilik için en büyük fırsat sıklıkla ilgili alanımızın dışından esinlenir. Çok sorarım; özellikle de kendime. Bilgimle ne yapabilirim? Yeteneğimi nasıl kullanabilirim? Tecrübelerimi nasıl kullanabilirim?

Kariyerim Ankara Kız Lisesi ve Mülkiye’de İşletme/Finans okurken başlamış oldu. Meslek seçimimi aldığım eğitimim yönlendirdi. Çoğu meslekte olduğu gibi denetim de cinsiyet steryotipinin yoğun olduğu bir dönemde, 1990 yılında İstanbul’da, Denizcilik Bankası’nda ilk kadın müfettiş yardımcısı olarak Bankacılığa başladım. T.Emlak Bankası A.Ş, T.Halk Bankası A.Ş. da teftiş, pazarlama ve kurumsal kredilerde yöneticilik yaptıktan sonra 2007’de Halkbankası Lefkoşa Merkez yöneticisi olarak KKTC’de ki bankacılık kariyerim başladı. 2016 yılına kadar süren Halk Bankası’ndaki görevim sonrasında Albank, Kaner Grup, Universal Bank’ta üst düzey yöneticilik yaptıktan sonra; Mayıs 2019 tarihinden itibaren Limasol Bankası’nda  Genel Müdür Yardımcısı olarak başladığım görevimi sürdürmekteyim.

 

Genel Müdür Yardımcısı olarak bir gününüz nasıl geçiyor bizimle paylaşır mısınız?

Güne erken başlamayı seviyorum. Günlük gazetelerim sabah kahvem ve e-mail ile başlayan günlük rutinim iş önceliklerime göre devam eder.  Sahada müşteri ve şube ziyareti ile  bu sıralar yoğunlaştığım teknik içerikli toplantılar günümü oluşturuyor.

 

Ülkemizdeki bankacılık sektörü hakkında bir değerlendirme yapalım – Sayın Öztürker, bu konuda “kabataslak da olsa “ neler söyler?

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde bankacılık sektörü ekonominin temel yapı taşlarından birini oluşturmaktadır. KKTC bankacılık sektöründe faaliyet gösteren banka sayısı 2019 yılı verileri  sonunda 21’dir. Sektördeki 21 bankanın 2’si kamu eliyle yönetilen banka, 14’ü özel sermayeli banka ve 5’i şube bankasıdır. Sektörde hizmet sunum birimi olan banka şubesi sayısı, 2019 yılının üçüncü ikinci çeyreğinde 232 dir. Sektörde faaliyet gösteren bankalara ait ATM sayısı 2019 yılı üçüncü çeyrek itibarıyla 503’tür.

Sektörün güçlü ve dayanıklı bir yapıya sahip olması ve krizlere karşı hazırlıklı olabilmesi ancak sağlam teknolojik altyapı, sıkı takip – kontrol ve dinamik bir organizasyon ile mümkündür.  Bankalar, Merkez Bankası’nın yasal düzenlemeleri, Banka sahiplerinin vizyonu ve yönetimlerindeki kurumsal yapılar sonucunda dinamik bir aktif-pasif yönetimi ile  2019 yılını  iyi yönetmişlerdir.

 

Faizlerdeki gerileme ile TL bacağındaki net faiz marjının pozitif anlamda etkileneceği görülmekle birlikte, takipteki alacakların yönetiminin sektör karlılığı açısından kritik önemde olacağını düşünüyorum.

Hemen her kurumun ana gündem maddelerinden biri olan dijital dönüşüm, KKTC  ekonomisinin amiral gemisi olan bankacılık sektörünün ajandasında da uzun süredir en üst sırada yer almaktadır.

Bankacılık sektörü, doğası gereği ekonomik faaliyetlerin canlanması noktasında kritik bir rol oynadığından; buradaki koşulların iyileşmesi ülke ekonomisi genelindeki toparlanmanın temel taşlarından biri olarak belirginleşiyor.

Sonuç olarak, güçlü sermaye yapısını ve kriz yönetimi konusundaki başarısını bir kez daha kanıtlayan ve 2018-2019 sınavını başarıyla atlatan sektörde, 2020 yılının ana odağı aktif kalitesinin korunması yönünde olacak. Diğer yandan, risk iştahının tekrar artmaya başlaması ile birlikte ekonomik aktivitenin, ertelenen talepleri de karşılayacak şekilde desteklenmesi kârlılığa da önemli katkıda bulunacaktır.

 

Ülkemiz bankacılık sektörü an itibariyle ne durumda? Bir durgunluktan söz etmek mümkün mü?

2019, daralan ticaret ve sanayi üretimi hacimleri ile birlikte, merkez para otoritelerinin finansal koşulları genişletici politikaları uygulamaya aldığı bir yıl oldu. Diğer yandan, küresel ticaret savaşları ve Brexit gibi hem kısa hem de orta/uzun vadede etki potansiyeli yüksek önemli politik gelişmeler gündemi oluşturdu.

FED’in 2019 yılında da önceki sene yaptığı gibi faizleri yükseltip borçlanma maliyetlerini yukarı çekmesi beklenirken yılın ikinci yarısında peş peşe gerçekleştirdiği faiz indirimleri, dünyanın en büyük ekonomisindeki yavaşlamanın bir yansıması konumunda. Brexit süreci ile kendi içindeki dengeleri yeniden kurmaya çalışan AB, negatif faiz politikasına rağmen bir büyüme ivmesi yakalayabilmiş değil. Bu denklemin birer bağımlı değişkeni niteliğindeki diğer gelişmekte olan ekonomiler de artan küresel belirsizliğe, genişletici para politikası adımlarıyla cevap verdiler. Türkiye, Rusya, Brezilya, Endonezya ve Güney Afrika merkez bankaları politika faizlerini aşağı çeken ülkeler arasında yer aldı.

Bankacılık sektörü de, önemli eğilim değişimlerinin yaşandığı 2019 yılında bu dışsal değişkenlere cevap verirken sektörel rekabet koşullarına da uyum sağlama gayretindeydi.

Sektör, küresel trendlere ek olarak aktif kalitesini korumak adına önemli bir performans gösterdi. 2018-2019 döneminde yaşanan çalkantıdan büyük hasar almadan çıkan ve “sınavını başarıyla veren”  bankacılık sistemi, finansal koşulların yeniden öngörülebilir seviyeye gelmesi ile birlikte yeniden büyüme trendine gireceğinin işaretlerini verdi.

Bankalarımız, firmalarımızı elinden geldiğince desteklemeye çalışıyor. Çok az ülke sayabiliyorum ki o ülkenin bankaları  piyasayı büyük bir oranda mevduatla fonlasın. Bu  kuvvetli bir yapı. Birçok ülkede bankalar yurt dışı finansmanla finanse ediliyor.

Tüketici, banka, özel sektör, siyasi otorite hep  birlikte hareket ederek 2019 yılında  sorunu aşabildiğimiz gibi 2020 yılında da iletişime devam etmemiz gerekiyor. Bankacılıkla reel sektör birbirine geçmiş durumda. Hepimiz aynı gemideyiz. Dolayısıyla reel sektör ne kadar güçlüyse bankacılık da o kadar güçlü demektir. İleriye dönük olarak ekonomiye katkı anlamında iki sektörün beraber yapabileceği çok şey var diye düşünüyorum.

 

80 yıllık Limasol Türk Kooperatif Bankası’nın finans sektöründe KKTC ekonomisine katkılarını anlatabilir misiniz?

Limasol Türk Kooperatif Bankası’nın 80 yıllık tarihine bakıldığında, Kıbrıs Türk Halkında iz bırakan tarihi değişim ve dönüm noktalarından geçerek bu günlere geldiğini görmekteyiz. Kurumumuz, İngiliz Koloni dönemi, Kıbrıs Cumhuriyeti dönemi, Otonom Türk Yönetimi, Federe Türk Devleti ve nihayet Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olmak üzere, adada olumsuz koşullarda Bankanın yaşamını artırarak devam ettirebilmesini  kurumun “pozitif örgütsel özellikleri”ne bağlı olduğunu görüyoruz. Sürekli bir şekilde  Kıbrıs Türk Halkı’nın hizmetinde ve yanında olmuştur.

Bankamız ve iştirakleri yarattığı istihdam olanaklarıyla sektörde önemli bir role sahiptir. Halkımızın daha çağdaş ve teknolojik bankacılık hizmeti alabilmesi için teknolojiye ve insan kaynağına yatırım temel ilkesiyle yoluna devam etmektedir.  Bankamız özellikle son yıllarda coğrafyamızdaki siyasi ve ekonomik gelişmeler bağlantılı yaşadığımız, piyasaları ekonomik yönden sert bir şekilde etkileyen ekonomik krizler karşısında yatırımlarına devam etmiştir ve  duruşu ile KKTC halkına güven vermiştir. Dolayısıyla bankamız KKTC ekonomisinin kalkınmasındaki görev ve sorumluluklarını özenle yerine getirmeye çalışmaktadır.

 

Limasol Bankası’nın 2020 yılı için belirlediği hedeflerinden bahsedebilir misiniz?

2020 yılı hedeflerinin belirlenme aşamasındaki çalışmalarımıza, genel olarak hizmet kalitemizin sürdürülebilir şekilde daha da yükseltilmesi, yapılanmamızın geliştirilmesi ve bankamızın sektördeki payını artırma istencinin yanı sıra özellikle iş dünyasında yaşanan teknolojik gelişmeler kuvvetle tesir etmiştir.

Bu gelişmeler dijitalleşme trendine daha çabuk adapte olabilen yeni kuşakların da başı çekmesiyle birlikte, tüketici alışkanlıklarının ve iş yapış yöntemlerinin hiç olmadığı kadar hızlı değişmesine sebep olmaktadır. Bu bağlamda, ülkemiz bankacılık ve finans sektörü de bundan nasibini almıştır. Çeşitli geçiş süreçlerinin yaşanması söz konusudur. Bankamız olarak, dijital dönüşüme ayak uydurup teknolojiyi ihtiyaca göre adapte etme yolunda göz önünde bulundurmamız gereken faktörler ele alındığı zaman, hem ülkemiz ekonomisine hem de muteber müşterilerimize karşı bizlere büyük ödev ve sorumluluklar düşmektedir.

Dolayısıyla, Limasol Türk Kooperatif Bankası’nın önümüzdeki yıl içerisinde, sosyal sorumluluk projeleri, yatırımlar ve öngördüğü büyüme hedeflerine ek olarak, temel bankacılık kural ve ilkeleri çerçevesinde, güven ve istikrardan ödün vermeden dijital dönüşüm odaklı, önemli adımlar atacağını söyleyebilirim.

 

Limasol Bankası’nın özgün hizmetleri nelerdir?

Limasol Bankası, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin en köklü ve en başta gelen finans kuruluşlarındandır. Başta yatırım yapmak isteyen girişimcilere ve KOBİ’lere sağladığımız olanaklarla çok değerli iş ortaklıklarına imza attık. Müşterilerimizin iş taleplerine özel tasarlanan proje kredileriyle her türlü finansal ürün ve hizmeti sunmaktayız.

Çeşitli sektörlerdeki müşterilerimizin fon ihtiyaçlarına yönelik bankacılık ürünleri, yatırımlarını değerlendirmek isteyen müşterilerimize sağlanan özel finansal danışmanlık gibi her zaman mevcut dönemin koşullarına uygun pek çok finansal ürün ve hizmetlerini sunmaktayız

Bankanın sahip olduğu insan gücünden kaynaklanan değer yaratma potansiyeli  yüksektir. Bu potansiyelden sürekli olarak yaratılan değer şirketin rekabet gücünü artıran en önemli unsurdur.

KKTC’de bir ilki gerçkeleştirerek sosyal kar amacı gütmeyen Limasol Sosyal Sorumluluk Kurumu’nu yıllar önce faaliyete geçirdik. Yenilikçi teknoloji yatırımlar yaptık, geleceğin Yöneticilerinin yetiştirilmesine yönelik MT Programları ve Limasol Bankacılık Akademisi yanında, personelimiz sendikal haklar ve toplu iş sözleşmesi olanakları ile KKTC bankacılık sektöründe ayrışmaktadır. Bankamızın özgün hizmetleri önümüzdeki yılda da müşterilerimizin gereksinimlerine yönelik şekilde yapacağımız yatırımlarla artacaktır.

 

Son olarak yeni nesil bankacılara önerileriniz nelerdir?

Meraklı insan olun; duyarsız, ilgisiz, heyecansız insan olmayın. Merak etmeye kendinizi alıştırın. Öğrenmenin başı merak etmektir. Soru sorma alışkanlığı edinin. Öğrenmeye doymayın. İşi, konuyu sadece ehlinden dinleyin, uzman görüşüne önem verin. Kesin karar vermeden önce şüphe edin. Danışın. Önce aklınıza; sonra gönlünüze; en sonunda da sizi hesapsız, kitapsız, menfaatsiz, gönülden seven büyüklerinize danışın. Sizden daha tecrübesiz, dünya görmemiş, bir iş bitirmemiş, bir başarı göstermemiş insanlara danışmayın.

Takipçi olun. Konularınızı, işlerinizi takip edin; kendi haline bırakmayın. Hele, kendi işinizi başkasına hiç bırakmayın. İşlerinizi önem sırasına göre sıralamayı bilin.

En büyük fazilet ‘Bilmiyorum’ diyebilmektir. Bilgi sahibi olmadan yorum yapmayın.

Çözüm odaklı olun. Kafanızın yazılımını ‘bir iş nasıl olmaz’ diye uyarlamayın; nasıl olabileceğini düşünecek, arayıp bulabilecek bir kafa yapınız olsun.

İnsan kıymeti bilin! Günlük politikalar, kısır siyasal çekişmeler sizi esir almasın.